31 Ocak 2013 Perşembe

ŞÖVALYEYE DAİR - 1


Şövalye konuşur: Hiç durmadan hikâyeler anlatır uşağına. Yol alırken anlatır, dinlenirken anlatır, hatta gece bile anlatır, hikâyeler uykunun önüne geçer. Şövalyenin yeldeğirmenine saldırması, aşikâr us yarılmasının içinde debelenmesi ya da var olmayan bir kadına acıklı aşkı değildir önemli olan, dursuz duraksız konuşması, hikâye anlatmasıdır.


Ne var ki orada, hemen yanı başında uşak bulunmasa, şövalye kime anlatacaktır hikâyelerini? Dinleyicisi olmayan, alıcısına ulaşmayan hikâyeler, altı üstü hezeyandır. Demem o ki, şövalye uşağına mahkûmdur.

Köy köy dolaşan, bir köyden işittiğini diğer köyde anlatan hikâyecilerin ne farkı var şövalyeden? Belki şu: Onlar hikâyelerine inansalar da, kendilerini hikâyelerinin içinde yaşamaktan alıkoymayı becerebiliyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder